Uzmanlar, İstanbul’un önemli su kaynaklarından Büyükçekmece Gölü’nde 2030 yılına kadar su kapasitesinin yüzde 25 oranında düşeceği konusunda uyarıyor.
İstanbul’un önemli su kaynaklarından olan Büyükçekmece Gölü’nde 2030 yılına kadar su kapasitesi yüzde 25 oranında düşecek. Uzmanlar su kaynaklarının kullanımında ‘bütüncül su yönetimine’ dikkat çekti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “İklim Değişikliği ve Su Sempozyumu”nda, Su Yönetiminin Enerji Boyutu başlıklı oturum yapıldı.
Büyükçekmece Gölü iklim değişikliğinden etkileniyor
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nden Doç. Dr. Kemal Güneş, iklim değişikliğinin Büyükçekmece Gölü’ne etkisine ilişkin sunum gerçekleştirdi. Güneş, konuşmasında Büyükçekmece Gölü’nün su kapasitesinde önümüzdeki yıllarda önemli miktarda düşüş yaşanacağını ifade etti. İklim değişikliği ile ilgili farklı simülasyonlar üzerine çalıştıklarını ifade eden Güneş, “İstanbul’da hava sıcaklığı yüzyılın sona doğru 1 ile 5 derece artacak, yağışlar ise yüzde 12 seviyelerinde düşecek. İklim değişikliği modellerindeki en kötü senaryoya dayanarak, sıcaklığın ve etkilerinin 2030’lardan itibaren güçlü bir şekilde hissedileceğini söyleyebiliriz. 2030 yılına kadar yağış ortalaması çok düşmese de, sıcaklık artacağı için buharlaşma olacak” dedi.
Kapasitesi 2030 yılına kadar yüzde 25 düşecek
İstanbul’un en önemli su kaynaklarından olan Büyükçekmece Gölü’yle ilgili tespitlerde bulunan Güneş, “Bugün gölün su kapasitesi 119 hektometre küp değerlerinde. Elimizdeki senaryoya göre, su kapasitesi 2030 yılına kadar, yüzde 25 düşerek, 89 hetrometre küpe kadar gerileyecek. 2100 yılında ise gölün su kapasitesi 44,7 hetrometre küpe kadar azalacak” ifadesini kullandı.
“Havza bazlı bütüncül su yönetimi planlaması yapılmalı”
İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin azaltılması için tavsiyelerde bulunan Güneş, tatlı su kaynaklarına gelen kirliliğin bertaraf edilmesi, arıtılmış su kaynaklarının yeniden kullanılması ve yağmur suyu hasadının hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Güneş, yeraltı ve yerüstü kaynaklarında, havza bazlı bütüncül bir su yönetimi planlamasının yapılması gerektiğinin altını çizdi.
