Şehirlere kimliğini kazandıran mekanlar vardır. Önce insanlar mekanları yaratır, sonra o mekanlar nesiller boyu insanları etkilemeye devam eder.
De Centrale, Belçika’nın en eski elektrik üretim santrallarından birisi. 1924 yılında yapılmış. Art Déco demir işçiliğiyle endüstriyel mimari ve güzelliğin el ele olduğu bir yer. Artık elektrik üretilmiyor. 25 yıl önce bir kültür merkezine dönüştürülmüş. Şu anda, yıl boyunca dünya müziklerinin yanısıra Türkiye’den sanatçıların da yer aldığı konserlere ev sahipliği yapıyor.
De Centrale, geçtiğimiz ay bir şiir atölyesine de ev sahipliği yaptı. Usta şairler atölye boyunca katılımcılara yol gösterdi. Önce üretim tesisi gezildi. Şiir severler yıllara tanıklık eden merdivenlerde yürüdü, üretim alanında dolaştı. Demirlere dokundu, türbinleri inceledi. Havayı soludu.
Daha sonra dev pencerelerin aydınlattığı salonda, endüstri tarihinin verdiği ilhamla şiir yazıldı. Grubun yazdığı şiirler, De Centrale tarafından kurulmuş olan ENTR Cafe‘de bir şiir gecesi düzenlenerek müzik eşliğinde sunuldu.Felemenkçe gerçekleştirilen faaliyette, şiirler Türkçe’ye de çevrildi. Bu şiirlerden biri aşağıda yer alıyor:
Döne döne
Ben bir dişli çark isem
Bir çark daha gerek dedim dönmeye
Böyle yalnız olur mu?
Kimse yalnız değildir dedi bilge
ya da bana öyle geldi
Ve attım kendimi devinimler alemine
Işık aradım umuduma
Işığıma bir yansıma
Derken seni gördüm
Kendi etrafında dönerken
ya da bana öyle geldi
Önce gözlerin tuttu dişlerimden
Sonra dudakların yol oldu
Ve kan oldu aktı yalnızlığım
Dedim işte bu
ya da bana öyle geldi
Isırdık ya birbirimizi severken
Koparırcasına
Koparcasına
Ve koptuk
ya da bana öyle geldi
Dönmek mi daha güzel
Dünya gibi
Yoksa kaymak mı
Göktaşı misali
Sonra düşmek
Ama hep dönerek
(Yüksel Çilingir)