ABD Hazine tahvilleri, Mart ayı için az önce açıklanan %8,5 yıllık enflasyonun zirve yapmış olabileceği umudunun ardından şaşırtıcı bir dönüş gördü. UST 2Y getirisi %2,38’e düşerken, çok izlenen 10Y getirisi %2,72’ye geriledi. Rusya ile Ukrayna arasındaki barış müzakerelerinde çıkmaz, güvenli liman tahvilleri için destek sağlayabilir. Fed yetkililerinden gelen yorumlar ve yüksek enflasyon, merkez bankasının yüksek fiyatlar ile mücadele etmek için önlemler almakta agresif olacağı yönündeki görüşlerin altını çizdi.
Fed başkanlarının 50 baz puanlık artışı gündeme getirmesiyle daha da önem kazanan tutanaklar (bilanço detaylarını içermesi açısından) geçen hafta açıklandı. Ortaya çıkan sonuç, Fed’in birkaç tane 50 baz puanlık faiz artışı yapabileceği ve bilançonun da 60 milyar doları UST ve 35 milyar doları MBS olmak üzere ayda 95 milyar dolar küçüleceğidir. Fed’in bilanço içerisinde çok kısa vadeli T-bill itfaları ile küçültmeye başlaması olası olmakla beraber, devasa büyüklükteki bilançonun indirgenmesi için UST’ler üzerinden doğrudan satis yapmak da ara değerlendirme dönemlerinde düşünülebilir. Çünkü 9 trilyon dolarlık bilançonun Covid öncesine dönmesi için, mevcut hızda 4 yıllık bir süreye ihtiyaç var. Fed, enflasyon risklerine karşı daha proaktif olmak isterse faiz artırımlarının etkisini artırmak için bilançoyu da daha hızlı küçültmek isteyebilir. Ancak Fed getiri eğrisine mümkün mertebe müdahale etme niyetinde değil, bu nedenle direktspread kontrolüne yol açacak tahvil piyasası aksiyonları henüz masada değil.
Diğer taraftan, Rusya – Ukrayna savaşının oluşturduğu belirsizliğin Fed’i Mart’ta 50 yerine 25 baz puan faiz artırmaya doğru yönlendirdiği anlaşıldı. Mayıs ayını içine alan bir 3 aylık periyotta ise 50 baz puanlık faiz artışları birbirini izleyebilir. Bu süreçte piyasanın resesyon algısı için de 2-10 yıllık faiz spreadine bakacağız.
Euro Bölgesi’nin ekonomik resesyon tehditleri ve ECB’nin de buna bağlı olarak faiz artırıp artıramayacağı Rus enerjisine yönelik yaptırımların durumuna bağlı olacak. Rus enerjisinin ikame edilememesi, ki son OPEC açıklamaları böyle olacağını gösteriyor, Euro Bölgesi için de durgunluk demek ve bu da faiz artırma noktasına gelemeyeceğini gösteriyor. Faiz oranlarının gündemden kalkmamasına neden olan olgu ise, enflasyon baskılarının şiddeti. Yarın toplantı kararlarını açıklayacak olan ECB’nin enflasyona karşı şahin bir duruş sergilemekle Rusya krizinin resesyon tehditleri arasında kaldığı görülüyor. Sermaye hareketleri ve spreadler açısından da Fed-ECB ayrışımı önemli ve belli ki ECB Fed kadar hızlı faiz artırımları yapamayacak. Piyasa beklentisi Haziran’da varlık alımlarının biteceği ve Eylül’de faiz artırımına gideceği yönünde bir açıklama şeklinde
PBOC tam tersi bir stratejiyle faiz oranlarını düşürüyor ve bu hafta tekrar düşürmesi muhtemel. Çin-ABD tahvil spreadi 12 yıl sonra ABD lehine döndü. BOJ ise getiri eğrisi kontrolüne devam ediyor.
ABD’de artan enflasyon endişeleri tahvil getirilerini yukarı çekerken gelişen piyasa varlıklarına yönelik risk iştahını da olumsuz etkiliyor. Lira, daha sınırlı reaksiyon gösteren bir aralıkta. TCMB’nin ve ekonomi yönetiminin duruşu enflasyon senaryosunun Aralık’ta beklenen baz etkisi üzerine kurulduğunu gösteriyor. Aralık 2021’de %13,5 olarak gerçekleşen dönemsel enflasyondan dolayı, bunu aşmayan bir Aralık 2022 enflasyonu yıllık artış oranının da ciddi oranda gerilemesini sağlayacak. Şirketlerin FX dönüşümlerinde vergi muafiyeti sağlanmasına yönelik taslak görüşülürken, ihracatçıların FX gelirlerinin %25’ini Merkez bankasına satma yükümlülüğü ise %40’a çıkarılıyor. Söz konusu durum rezervler için olumluyken, döviz ihtiyacı olacak şirketler için olumsuz.
Kaynak Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı