Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Öncelikle Diyarbakır ile birlikte depremden etkilenen tüm şehirlerimize tekrar geçmiş olsun diyorum. Pazartesi günü yaşadığımız 7,7, ardından 7,6 şiddetindeki deprem felaketinden etkilenen illerimizden biri de malum Diyarbakır’dı. Bu depremler, ülkemizin yakın hafızasındaki en büyük felaket olan 1999 depreminden üç kat daha büyük, üç kat daha yıkıcı. Yine 1939 Erzincan depreminden de çok daha geniş bir alanda ve çok daha yıkıcı bir afet olarak hesaplanmaktadır.
Büyüklükleri 7’nin üzerinde olan 1943 Çankırı, 1953 Çanakkale, 1944 Gerede, 1966 Varto, 1967 Mudurnu, 1970 Gedik, 1976 Muradiye depremlerini de bu depremin yıkıcılığıyla mukayese etmek mümkün değildir. Art arda meydana bu iki depremin kendileri bir yana artçıları dahi ülkemiz deprem envanterinde oldukça üst sıralarda yer alacak seviyededir. Şehirlerimize yaptığımız ziyaretlerde gördüklerimiz ve dinlediklerimiz, Türkiye’nin nasıl büyük bir felaketle karşı karşıya olduğunun ispatıdır. Dünyanın önde gelen bilim insanları da ülkemizin yaşadığı depremin büyüklüğü ve yıkıcılığı konusunda hemfikirdir.
Asrın felaketi olarak nitelenen bu deprem neredeyse bin kilometrelik bir alanda hissedilmesine rağmen asıl 500 kilometrelik alanda yıkıma yol açmıştır. Depremin yol açtığı şehirlerimiz, 13,5 milyon insanımıza ev sahipliği yapıyor. Sarsıntıların hissedildiği, dolayısıyla insanlarımızın deprem tedirginliği yaşadığı mücavir şehirlerle birlikte bu rakam 20 milyona yaklaşıyor. Fay hatlarına yakın bölgelerdeki yerleşim yerlerimizin kimi yerlerinde neredeyse taş üstünde taş kalmadı desek yeridir. Arazilerde oluşan devasa yarıklar, kara yollarını ve demir yollarını ince bir tel gibi büküp bırakan kaymalar depremin şiddetinin de işaretleridir.
Yıkılan binaların yanı sıra sayılarını yüzbinlerle ifade edebileceğimiz binada hasarları sebebiyle oturulamaz hale gelmiştir. Şu ana kadar deprem bölgesindeki toplam can kaybı 21 bin 43’e ulaşmıştır. Ayrıca 80 bin 97 insanımız da yaralı olarak kurtarılmıştır. Bu depremde maalesef Diyarbakır’da 7’si tamamen yıkık, 320’ye yakın bina kullanılamaz hale gelmiş, 255 kardeşimiz vefat etmiş, 901 kardeşimiz yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştır.
Deprem bölgesinin tamamında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine, sevenlerine ve yakınlarına sabrı cemil diliyorum. Yaralılarımızın her birine acil şifalar diliyorum. Şehirlerimizin bir kısmında arama kurtarma faaliyetleri tamamlandı. Bir kısmında ise çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Çalışmaların sonlandırıldığı bölgelerdeki ekipleri yıkımın daha ağır olduğu Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman illerimize aktarıyoruz.
İnşallah buralardaki çalışmaları da hızla bitirerek, ölü veya diri enkaz altında hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız. Ardından da hızla enkaz kaldırma ve yeniden inşa faaliyetlerine başlayacağız. Yüzbinlerce konutu altyapısı ve üst yapısıyla yeniden inşa edecek, daha doğrusu depremde büyük yıkıma uğrayan şehirlerimizi yeni baştan kuracak planlamalarımızı yapıyoruz. Birkaç haftaya kadar da somut adımları atamaya başlayacağız. Bir yıl içerisinde inşa ve ihya çalışmalarını halledeceğiz.
Devletimizin tüm imkanlarını seferber etmiş durumdayız. Sadece Hazine ve Maliye’den bu işler için 100 milyar ayırmış durumdayız. Bize güvenin, bize inanın, biz vatandaşımızı darda, yoklukta, sokakta bırakmadık ve bırakmayız.
Halihazırda yurt dışından gelen ekiplerle birlikte160 bin personel 10 ilimizde bilfiil çalışıyor. Kurumlarımız ve hayırseverlerimiz, seyyar mutfak ve aşevleri vasıtasıyla depremzedeler ile yardım ekiplerimize sıcak yemek sağlıyor. Askerimiz, polisimiz, jandarmamız güvenliği sağlama yanında yardımların etkin şekilde dağıtılması için de canla başla çalışıyor.
An birlik olma anıdır. Beraberlik içerisinde olma zamanıdır. Bugüne kadar birçok deprem, sel, yangın felaketlerini nasıl başardıysak, hallettiysek Allah’ın izniyle bugün de bunları halletme iradesine bu iktidar sahiptir. Hiç endişeniz olmasın.
Artık her şehrimizin uygun yerlerinde yaygınlaşan çadır kentlerimizin yanı sıra konteyner ve prefabrik yapılardan oluşan barınma merkezlerinin kurulumuna ayrıca başladık. Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu misafirhanelerine yerleştiriyoruz. Üniversitelerimizin tamamının Kredi Yurtlar Kurumu’na ait yurtlarını bu işler için kullanacağız zira yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yoluna devam edecekler ve üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek, KYK yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız.
Buradaki yurtlarımıza da aynı şekilde almaya başlayıp, böylece çadırlardan da buralara transfer etmiş olacağız. Bu tür yerler ve konteyner kentler dışında ev kiralayarak, barınmayı tercih edecek vatandaşlarımıza taşınma ve kira yardımına da ayrıca başlıyoruz.
Deprem bölgesinde ikamet eden veya deprem bölgesi illerine nüfusuna kayıtlı 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin, mart ve nisan celpleri de mayısa ertelenmiştir.”
Hibya Haber Ajansı