İzmir’de, Uluslararası İnner Wheel 244. Bölge Dernekleri tarafından “Göç Konferansı” düzenlendi. Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, göç edenlerin hukuki korumalarının yapılması gerektiğine dikkat çekti.
Uluslararası İnner Wheel 244. Bölge Dernekleri tarafından “Göç Konferansı” düzenlendi. Konferans, yurt içi ve yurt dışından temsilcilerinin katılımıyla İzmir Hilton Otel’de gerçekleştirildi. Konferans, 23- 26 Kasım tarihleri arasında düzenlendi. Konferansın ikinci gününde, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, kürsüye çıkarak, açıklamalarda bulundu. Pekdaş, belediyesinin özellikle dezavantajlı bölgelerde yaşayan Roman ve Kürt vatandaşlar ile Suriye’den göç etmiş kadın ve çocuklar için yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi.
“Göç, 50 yılda 2 kat arttı”
Pekdaş, kadın belediye başkanı olarak hangi farklılıkları hayata nasıl geçirebileceği konusunda çok düşündüğünü belirtti. Pekdaş, yerlerinden göç ettirilmiş kadın ve çocukların desteklenmesine yönelik yaptıkları çalışmaları tek tek anlattı. Küreselleşen dünyada insanların pek çok nedenden ötürü bir biçimde başka yerlere gittiklerini söyleyen Başkan Pekdaş, son 50 yılda doğduğu yerden farklı yerlerde yaşayan insanların sayısının ikiye katlandığının bilgisini verdi. Pekdaş, göçlerin hem göç edenler açısından hem de göç alan yerler açısından sorunlar yarattığını kaydetti. Başkan Pekdaş, “Yerel yönetimler, ülke yönetimleri ve uluslararası teşkilatlar bir arda bu sorunları çözmek zorunda” dedi.
“Emek sömürüsüne maruz kalıyorlar”
Pekdaş, kendisinin de 1950 yılında Bulgaristan’dan göç etmiş bir babanın kızı olduğunu anlattı. Pekdaş, “AFAD’ın 2017 verilerine göre; Türkiye’deki kadın sığınmacılar genellikle Afganistan, İran, Irak, Somali ve Eritre gibi üçüncü dünya ülkelerinden ülkemize iltica ediyorlar. Ülkemizde 3,5 milyon sığınmacı nüfusunun yüzde 75’ini Suriyeli kadın sığınmacılar oluşturuyor. Bu kadınların bir kısmı kamplarda bir kısmı da aramızda yaşıyor. Konak’ta yaklaşık 30 bin kayıtlı Suriyeli var. Kampların dışında kentlerde, aramızda yaşayan 1,5- 2 milyon kadının var olduğunu biliyoruz. En büyük problemleri ise barınma, dil, eğitim, iş, toplumsal ve cinsel ayrımcılık. İş hayatında emek sömürüsüne maruz kalıyorlar. İş yerlerinde mobing, cinsel istismara, taciz ve tecavüze uğruyorlar” diye konuştu.
Pekdaş göç edenlerin mülteci de olsa hukuken bir birey olduklarını kabul edip, hukuki korunmalarının devlet tarafından yapılması gerektiğini söyledi.