‘Göç Yönetiminde Yerel Düzeyde Koordinasyonu Güçlendirme Çalıştayı’, Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı (UCLG-MEWA) Sosyal İçerme Komitesi Eş-Başkanlığını yürüten Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde başladı.
Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı (UCLG-MEWA) ‘Göç Yönetiminde Yerel Düzeyde Koordinasyonu Güçlendirme Çalıştayı’ başladı. İki oturum şeklinde düzenlenecek çalıştayın sabahki açılış konuşmalarında Türkiye’nin ve özellikle Şanlıurfa’nın Suriye krizinden sonra aldığı göç dalgası ile sığınmacılara karşı tutumu ele alındı.
UCLG-MEWA Genel Sekreteri Mehmet Duman ile Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Abdulkadir Açar’ın konuşma yaptığı çalıştayda uluslararası iş birliğinin önemine değinildi.
DUMAN, “GÖÇ, KÜRESEL BİR SORUN HALİNE GELMİŞTİR “
Açılışta ilk olarak katılımcılara seslenen UCLG-MEWA Genel Sekreteri Mehmet Duman “Yerel yöneticilerimiz, kamu kuruluşlarımız ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerimiz ile uluslararası anlamda ortaklıklar oluşturulması, yerelde bu konunun daha planlı bir şekilde işleyebilmesi ve insan odaklı politikaların geliştirilmesine önemli katkılar sunacaktır” dedi.
Konuşmasında demokrasi ve insan haklarına vurgu yapan Genel Sekreter Duman, “Son dönemlerde Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları iş birliğinde bir ivme yakaladı. Bu ivmenin çeşitli ortaklıklarla geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması demokrasi ve insan haklarının yaşatılması için bir önem arz etmektedir. Göçün küresel bir sorun haline geldiği dönemde ülkemizde 3 milyon Suriyelinin yaşadığını görüyoruz. Bunun için sivil toplum kuruluşları sayılarının yeni bir yasal düzenleme ile tekrardan gözden geçirilmesi ve kapasitelerinin ciddi manada arttırılması gerekiyor. Bunun yanı sıra bölgemizde göç yönetiminin anlamının içini dolduracak çalışmalarla farkındalık oluşturmamız gerekiyor.
Ayrıca göç yönetiminin sadece uluslararası ilişkilerle çözülmesi gerektiğine dair bir bakış açısı da sürecin tıkanmasına neden olmaktadır. Oysa ki günümüzde gerek kamu kuruluşlarının gerek yerel yöneticiler gerekse sivil toplum kuruluşları bu konunun geneli ilgilendiren bir mevzu olduğunu yaşayarak öğrenmişlerdir. Dünyanın bir çok ülkesinden devlet başkanları ve bakanların katılımı ile Ekim ayında Ekvatorun Kito şehrinde HABITAT III Konferansı gerçekleştirildi. Bu konferansta yer alan gündem maddelerini incelediğimizde ana konunun çok taraflı ortaklıklar olduğunu görmekteyiz. Bu manada yeni kentsel gündem, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının tüm paydaşlarının mülteciler başta olmak üzere ayrım yapmaksızın bunlar için iş birliği yapmak olmuştur. Umuyorum ki bu çalıştayda yerel ulusal ve uluslararası işbirliğinin oluşturulmasına büyük katkı sunacaktır” diye konuştu.
AÇAR, “BİZDE ENSAR, MUHACİR OLGUSU HER ZAMAN HAKİM”
Duman’ın ardından böylesine önemli bir buluşma için Şanlıurfa’ya gelen tüm katılımcıları selamlayan Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Abdulkadir Açar ise, Türkiye’nin her zaman mazlumdan yana tutum sergilediğini söyledi.
Konuşmasında tarihsel süreçlere dikkat çeken Genel Sekreter Açar, “Bizler Osmanlı torunlarıyız. Atalarımızdan gelen bir ensar, muhacir olgusunu barındırıyoruz. Bu şu ana kadar devam etmiştir, bundan sonra da böyle olacaktır” dedi.
Çalıştayın insanlık geleceği adına hayırlara vesile olmasını dileyerek konuşmasını sürdüren Genel Sekreter Açar, “Urfa, dünyada en çok Suriyeli misafire ev sahipliği yapan şehirdir. Urfa, bölgenin gıpta ile baktığı sevgi huzur şehridir. Urfa, Türkmenlerin, Kürtlerin, Arapların, Sunisi ile Alevisi tüm renkleri içerisinde barındıran ensar şehirdir. Urfa, tüm renkleri ile zenginlik olan farklılıkları ile ebru sanatı misali herkesin kendi renginden ahengi ile oluşturduğu şehirdir. Hz. İbrahim’in şehri olan topraklar hoş görürün, paylaşmanın, birlikte yaşama kültürünün hakim olduğu birbirine saygı ve sevgi şehri olmuştur” şeklinde konuştu.
“HEPİMİZ BİRİZ VE BÜYÜK BİR AİLEYİZ”
İçerisinde bulunduğumuz coğrafyanın tarihsel süreçte Osmanlı toprakları olarak bir bütün olduğunun altını çizen Genel Sekreter Açar, bu mantıkla göç edenlere sığınmacı gözü ile değil kardeşin misafirliği şeklinde baktıklarını ifade etti.
Şanlıurfa’nın Suriyeli sığınmacılara bakış açısını değerlendiren Açar, “Şanlıurfa, Suriye ile 250 kilometrelik sınıra sahiptir. Şimdi ayrı olan bu bölgeler aslında 100 yıl öncesinde hepsi Osmanlıydı. Biz hepimiz bir aileyiz. Biz biriz, ayrı değiliz. Bir olanların günümüzde olduğu gibi emperyal güçlerce birbirinden ayrılması sonucu ayrı kentler oluşmuştur. Bu nedenle göçle gelen sığınmacı değil muhacir gözü ile bakıyoruz ve o halde kardeşlerimizi kucaklıyoruz. Onlar Osmanlının devamıdır. Onlar muhacir bizler ise ensarız” şeklinde konuştu.
“SÖZDE MEDENİ DÜNYA, YAŞANANLARI GÖRMEZLİKTEN GELİYOR”
Konuşmasının ilerleyen bölümlerinde Avrupa ülkeleri başta olmak üzere sığınmacılara kapılarını kapatan tüm ülkelere göndermede bulunan Açar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “2011 yılında Suriye’de patlak veren olaylar, son dönemlerin büyük insani dramının ve krizlerinden birinin yaşanmasına neden olmuştur. Burada yaşayan milyonlarca kişi evlerini, yurtlarını ve vatanlarını terk etmek zorunda kalmışlardır. Ve sözde medeni dünya onların sömürülecek bir şeyi kalmadığı için onları görmezden gelmiştir. Türkiye sınırının sıfır noktasındaki Suriye’de yaşananlar karşısında 3 milyon insan Türkiye’ye sığınmıştır. Kendi topraklarına, baba, dede topraklarına gelmişlerdir. Bu 3 milyon Suriyelinin 110 bini dünya standartlarının üzerindeki kamplarda barınmaktadırlar.
Bu göçlerden en büyük nasibinin alan Şanlıurfa ise dünyada Suriyeli göçmenlerin en büyük oranda yaşadığı il olmuştur. Bu kardeşlerimizin ayrım yapmadan misafir etmekteyiz. Bizim medeniyetimizin gereği budur. Zira onlara kardeşim gibi bakmaktayız. Sözde medeni dünya Suriyeli sığınmacılardan komik rakamlarda almaktadır. Oysaki Şanlıurfa tek bayına 540 bin misafirini ağırlamaktadır. Şanlıurfa’nın bugün almış olduğu Suriyeli sayısı tüm Avrupa ülkelerinin almış olduğu toplam Suriyeli sayısından daha fazladır. Bu şehrin insanları evini, ekmeğini, suyunu Suriyeli kardeşleri ile paylaşmaktadır. Şanlıurfa herhangi bir dış yardım almadan bunu devam ettirmiş ve devam ettirecektir.
Türk milleti tarihi boyunca her zaman mazlumlara kollarını açmıştır. Tarihimizde Türk topraklarında Almanlar, Avusturyalılar, Letonyalılar, İspanyollar, Ruslar, Kırım Katarları, Çerkezler, Azeriler, İranlılar, Suudi Arabistanlılar, Sırplar, Yunanlılar sığınmışlardır. Biz insanları her zaman kucakladık.
İnsanların çoğaldıkça metaryalizmin arttığı bu dünyada tüm bunlara inat ekmeğimizi mazlumlarla paylaşmaya devam edeceğiz.”
Konuşmaların ardından katılımcı temsilciler Suriye krizi ile birlikte yaşanan göç dalgasında yapılan çalışmaları aktardı. Dünya Yerel Yönetim ve Demokrasi Akademisi Vakfı Akademi Direktörü Hülya Alper moderatörlüğünde Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mahmut Kırıkçı, Büyükşehir Belediyesi Başdanışmanı Ümran Bilim ve Yrd. Doç. Dr. Mahmut Kaya, Şanlıurfa’da Göç Olgusu konu başlığı altında sunum yaptılar.