Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi’nin çevrim içi toplantısında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, politika geliştirirken ve geliştirilen politikaları uygularken kentlerin rolünü arttırmayı önererek dayanışma ve yaşam hakkına saygının dirençli kentler için önemini anlattı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer üyesi olduğu Avrupa Bölgeler Komitesi Türkiye Çalışma Grubu’nun çevrim içi toplantısında İzmir’in krizlere karşı mücadele deneyimini anlattı. Avrupa Bölgeler Komitesi’nin daveti üzerine Türkiye Çalışma Grubu’nun 24. toplantısının Covid-19 ile mücadele konulu oturumuna konuşmacı olarak katılan Başkan Tunç Soyer, İzmir’in son on sekiz ayda tarihinin en büyük orman yangınlarından biri, deprem, depremin tetiklediği tsunami ve iki pandemi dalgasıyla karşı karşıya kaldığını belirterek bu krizlerde dirençli kent olmanın önemini bir kez daha anladıklarını dile getirdi.
Dirençliliğin mucize formülü birliktelik, dayanışma ve yaşam hakkına saygı
Göreve geldiği günden itibaren İzmir’i daha dirençli kılmaya çalışan Başkan Soyer deneyimlerine göre dirençli kent olmanın iki mucize sırrını olduğunu söyleyerek “Birincisi birliktelik ve dayanışma. İkinci sır ise yaşam hakkının en önemli öncelik olarak değerlendirilmesi” dedi. Başkan Soyer, “Küresel ısınma, biyoçeşitliliğin azalması, Covid-19 gibi krizler, sınır tanımaksızın, AB üyesi olup olmadığımıza bakmaksızın, hepimizi, fakat en çok da savunmasız ve yoksul olanları olumsuz etkiliyor. Bu nedenle hep birlikte ve hemen şimdi harekete geçmemiz gerekiyor” diye konuştu.
“Kriz belediyeciliğine geçtik”
Pandemi tehdidinin belediye kapasitesini aşan kaynaklar gerektirdiğini, bu nedenle belediye işleyişi ve hizmetlerinin uygulanışındaki işleyişini değiştirme kararı aldıklarını vurgulayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Kriz belediyeciliğine geçtik. Kriz belediyeciliğinde ilk olarak belediye işleyiş ve hizmetleri için yeni bir süreçleri belirledik. İkinci olarak kentte yeni karar alma, yürütme ve danışma organları kurduk. Üçüncü olarak da dayanışmayı güçlendirdik” dedi.
İş birliği daveti
Başkan Soyer iş birliği çağrısında bulunarak “Türkiye ile AB ortaklığı kentlerimizin dirençliliğine daha etkili bir katkı sağlamalı. Ancak birlikte, Avrupa’yı ve kentlerimizi gelecekteki krizlere karşı dirençli hale getirebiliriz” dedi. Toplantıya öneri de sunan Başkan Soyer etkili iş birliği için inovatif kurumsal yenilenme, politika geliştirme ve geliştirilen politikaların uygulanmasında kentlerin rolünü ve dayanışmayı artırmanın elzem olduğunu vurguladı.
AB’ye IPA Çağrısı
COVID-19’un ekonomik etkisinin üstesinden gelmeye odaklanırken aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma hedeflerine de ulaşmaya çalıştıklarının altını çizen Başkan Soyer, yerel yönetimlerin AB Katılım Öncesi Yardım Aracı’na (IPA) katılımının yeşil ekonomik iyileşme hedeflerini gerçekleştirmede etkili olacağını belirtti.
İzmir’in 2021 Dünya Kültür Zirvesi’ne ev sahipliği yapacağını da hatırlatan Başkan Soyer “Kültür kentlerimizin daha dayanıklı olmasına yardımcı oluyor. Dünya Kültür Zirvesi aracılığı ile ülkelerimiz arasında sınır ötesi etkileşimi artırmak için kültürü fırsat olarak görüyoruz. Bu zirvede, Avrupa Birliği’ndeki sürdürülebilir, kapsayıcı geleceğimiz için yeni ve daha keyifli iş birliği yollarını da tartışmak istiyoruz” dedi.
Başkan Soyer’e teşekkür
Toplantıya TC Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı, TC AB Nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi, Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay, AB Komisyonu Genişleme Müzakereleri Genel Müdürlüğü Türkiye Daire Başkanı Bernard Brunet ve Strateji Direktörü Merriam Ferran da katıldı. Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi Türkiye Grubu Başkanı Danimarka Haderslev Belediye Meclis Üyesi Jens Christian Gjesing, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e verdiği güçlü mesajlardan dolayı teşekkür etti.
Üç yeni daire kurdu
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer 26 Kasım’da İstanbul’dan Türkiye’ye ve dünyaya ortak akıl çağırısı yapmış ve “Dirençli şehirleri birlikte tasarlayalım” demişti. Başkan Soyer göreve gelir gelmez İklim Değişikliği Dairesi, Toplum Sağlığı Dairesi, Deprem ve Risk Yönetimi Dairesi’ni kurarak İzmir’i dirençli hale getirecek adımları atmıştı. Büyükşehir Belediyesi afetlerden önce ihtiyaç duyulan kurumsal kapasite, uzmanlık ve insan kaynağını oluşturmuştu.