Manisa’da 12 Aiol kentinden biri olan Aigai Antik Kenti, 2 bin 200 yıllık tarihiyle hayranlık uyandırıyor. Kentte, yapılan arkeolojik kazılarda her yıl yeni buluntular ortaya çıkıyor.
Manisa’da tarihi milattan önce 8. yüzyıla kadar uzanan ve 12 Aiol kentinden biri olan Aigai Antik Kenti’nde yapılan arkeolojik kazılarda her yıl yeni buluntular ortaya çıkarken 2018 yılı kazıları da yeni bir buluntuyla tamamlandı. Tiyatro alanına giriş çıkışları kolaylaştırmak için yapılan ve vomitorium adı verilen 2 bin 200 yıllık giriş ilk günkü ihtişamıyla bulundu. Yapının şehirde nüfusun artmasıyla birlikte tiyatroya giriş çıkışlarda bir sıkıntı olmaması için inşa edildiği düşünülüyor.
Yeni buluntular ortaya çıktı
Manisa Yunusemre İlçesi Yuntdağ Köseler Mahallesi’nde bulunan 2 bin 800 yıllık Aigai Antik Kenti’nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Manisa İl Kültür Turizm Müdürlüğü ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Arkeoloji Bölümü işbirliğinde yürütülen 2018 arkeolojik kazı çalışmaları tamamlandı. Her yıl kazı çalışmalarında yeni buluntularla tarihe ışık tutulan Aigai’de bu yılki kazılarda da önemli buluntular ortaya çıkarıldı.
Kazı çalışmalarında Aigai Antik Kenti’nde, tiyatro alanlarına giriş çıkışları kolaylaştırmak için yapılan ve vomitorium adı verilen 2 bin 200 yıllık giriş bulunarak gün yüzüne çıkarıldı. Aigai Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Yusuf Sezgin, yapının kalabalık grupların tiyatroya geldiğinde giriş çıkış sorunlarını engelleme adına yapıldığını açıkladı.
Çok özel ve işlevsel bir yapı
Yapı hakkında bilgi veren Doç. Dr. Sezgin, “3 metre genişliğinde ve 6 metre uzunluğundaki yapı yaklaşık 6 bin 600 seyirci kapasiteli tiyatronun doğusunda bulunan antik yoldan gelen seyircileri, tiyatronun içerisine ulaştırmak için tonozlu bir koridor şeklinde inşa edilmiş. Yapının blok taşları üzerinde inşa faaliyetlerini kolaylaştırmak için kullanılan taşçı işaretleri görülmektedir. Bu işaretlerin amacı üzerindeki işaretleri takip ederek taşların doğru sırayla doğru yere konmasını kolaylaştırmaktır. Ayrıca yapının kemer taşları üzerinde çeşitli kabartmalar ortaya çıktı. Bunlardan biri de Yunan mitolojisinde haberleşme tanrısı olarak bilinen Hermes’in asası. Roma döneminde kentteki nüfusun artmasıyla beraber böyle bir bina inşa etme ihtiyacı duyulmuş. Bu çok özel işlevsel bir yapı. Kalabalık gruplar tiyatroya geldiğinde giriş çıkış problemli hale gelebilir. Bu yapı bunu düzenliyor. Önümüzdeki yıl buradaki çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız” dedi.