Özel Kalem Dergisi tarafından düzenlenen ve 28 Mart Çarşamba günü başlayan Yerel Yönetim Zirvesi’nin ikinci oturumu “Kentsel Dayanıklılık” konusu adı altında gerçekleştirildi.
Ankara Üniversitesi’nden Prof.Dr.Ruşen Keleş’in moderatörlüğünde gerşekleştirilen ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın konuk olarak katıldığı ikinci oturumda ilk sözü Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç aldı.
Nüfusun büyük bölümü merkezlerde toplanıyor
Büyükkılıç, şehirlerde her geçen gün nüfus oranlarının gitgide artış gösterdiğini ve belediye başkanı olduğu Kayseri’nin nüfusunda da artışın devam ettiğini söyledi. Nüfusun özellikle merkezde toplandığını ve bunun çeşitli sorunlara yol açtığını belirten Büyükkılıç konuyla ilgili olarak şunları ifade etti:
“Şehirlerimizde nüfus oranları oldukça yüksek. Örneğin ben kendi kentimden sizlerle bu oranları paylaşacak olursam Kayseri’mizin 1.5 milyon nüfusu söz konusu. Bunun yüzde 80’ni şehir merkezinde yaşamaktadır. Kentsel direnç ya da dirençlilik salt şehir merkeziyle ilgili olmasa gerek. Şehrin tamamını ilgilendiren boyutlara tabiki erişmiş durumda. Taşra ilçelerimizde de benzer sıkıntılar yaşıyoruz. Ama nüfus yoğunluğu olan bölgelerimizde ister istemez bu sorunlar daha önce geliyor ve gündem de oluyor diğer yerler bu konuda çok gündeme gelmiyor” dedi.
Büyükkılıç insanların nüfus potansiyeli bakımından merkezlerde toplanmasına rağmen özellikle pandemi döneminde kırsal alanlara yerleşme ve toprakla yaşamaya dönük taleplerinde artış olduğunu ve kendilerine de imar planları çerçevesinde bu yönde talepler geldiğini açıkladı. Başkan Büyükkılıç taşra ilçelerinde veya yaşam merkezlerinde sağlık, eğitim, ekonomik refahla ilgili altyapı hizmetlerini sağlamaları durumunda vatandaşların merkeze ilerlemelerinin önüne geçilebileceğinin altını çizdi.
Refah ve Adalet kavramlarının önemi anlaşıldı
Kentsel Dayanıklılık konusunun tartışıldığı oturumda ikinci olarak sözü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer aldı. Başkan Soyer , üç yıl önce şehrin refahını büyütmek ve bu refahın adil dağılımını sağlamak mottosuyla yola çıktıklarını İzmir’in bu süre içerisinde pandemi salgınının ortasındayken tarihinin en büyük orman yangınını ve depremini yaşadığını ardından sel ve hortum gibi tabii afetlerle sınav devam ederken ,Türkiye’nin içinden geçtiği en büyük ekonomik krizlerden biriyle yüzleştiklerini ifade etti. Bütün bu yaşananların refah ve adalet kavramlarının önemini bir kez daha haklı çıkardığını ve ustalaşmalarına sebep olduğunu belirten Soyer bu sürecin kentsel dayanıklılık, refah ve adaletin artırılması noktasında tek bir yolla aşılacağını bu yolun dayanışma yani yaşamla uyum olduğunu belirtti. Bütün bu yaşanan olumsuz gelişmelerin yeni bir şehircilik anlayışı getirdiğini bu yeni anlayışın döngüsel kültür kavramıyla ortaya konabileceğini belirten Başkan Soyer konuyla ilgili şunları söyledi:
“Eylül 2021’de gerçekleşen Dünya Belediyeler Birliği Kültür Zirvesi’nde tarif ettiğimiz ‘ Döngüsel Kültür’ kavramıyla yepyeni bir şehircilik anlayışı ortaya koymaya gayret ettik. İzmir’de şehrin eko sistem değerini akademik veri ve vatandaşların katılımıyla buluşturan yaşam alanları tasarlıyoruz. Doğayı şehirlerin dışına iten kendini de doğasından koparan klasik şehir anlayışını döngüsel kültüre dayalı yepyeni bir sosyal ekonomik ve mekansal tasarımla buluşturuyoruz. Kentsel dayanıklılık için büyük önem taşıdığını düşündüğüm döngüsel kültür kavramı ‘doğamızla uyum, birbirimizle uyum, geçmişle uyum ve değişimle uyum’ olmak üzere dört sütun üzerinde yükselecek”